10/31/2008

Bir Eflatun Ölüm/Behçet Aysan

kırgınım, saçılmış
bir nar gibiyim

sessiz akan bir ırmağım
geceden
git dersen giderim
kal dersen kalırım

git
dersen
kuşlar da dönmez, güz kuşları
yanıma kiraz hevenkleri alırım

ve seninle yaşadığım
o iyi günleri,
kötü
günleri bırakırım.

aynı gökyüzü aynı keder
değişen bir şey yok ki
gidip
yağmurlara durayım.

söylenmemiş sahipsiz
bir şarkıyım

belki
sararmış
eski resimlerde kalırım

belki esmer bir çocuğun dilinde.

bütün derinlikler sığ
sözcüklerin hepsi iğreti

değişen bir şey yok hiç
ölüm hariç.

aynı gökyüzü aynı keder.

10/30/2008

Başka Türlü Bir Şey/Can Yücel

başka türlü bir şey benim istediğim
ne ağaca benzer, ne de buluta
burası gibi değil gideceğim memleket
denizi ayrı deniz,
havası ayrı hava..

bir başka yolculuk dalından düşmek yere
yaşadığından uzun

bir tatlı yolculuk dalından inmek yere
ağacın yüksekliğince
dalın yüksekliğince rüzgarda
ve bir yeni ömür
vardığın çimen yeşilliğince

nerde gördüklerim
nerde o beklediğim
rengi başka
tadı başka..

10/29/2008

Cumhuriyet Bayramı


Cumhuriyetimizin 85.yılı kutlu olsun

10/26/2008

Blogspot'ı kapatmak ifade özgürlüğüne saldırıdır

sesimizi duyuralım arkadaşlar!

İmza Kampanyası
Lütfen blogspotyazarlari@gmail.com adresine blog adresinizle birlikte isminizi yazarak bir mail atın ve imza listesine blogunuzu ve isminizi ekleyin.
http://blogspotacilsin.wordpress.com dan kampanyayı izlemek mümkün

Burdayız..




Evet engellendik,ama burdayız.Bu yasaklamaya inat yazabildiğimiz sürece yazalım.Eskisi gibi yorumlar yapalım.Hiçbir şey olmamış gibi..Bu arada imza kampanyasına bir imza da siz atın.Birlik olalım...
Bloguma dokunma imza kampanyası:http://www.bloghareketgunu.com/index.php

10/15/2008

Bu Eller Miydi?/Fazıl Hüsnü Dağlarca

Bu eller miydi masallar arasından
Rüyalara uzattığım bu eller miydi.
Arzu dolu, yaşamak dolu,
Bu eller miydi resimleri tutarken uyuyan.

Bilyaların aydınlık dünyacıkları
Bu eller miydi hayatı o dünyaların.
Altın bir oyun gibi eserdi
Altın tüylerinden mevsimin rüzgarı.

Topraktan evler yapan bu eller miydi
Ki şimdi değmekte toprak olan evlere.
El işi vazifelerin önünde
Tırnaklarını yiyerek düşünmek ne iyiydi.

Kaybolmus o çizgilerden
Falcının saadet dedikleri.
O köylü çakısının kestiği yer
Söğüt dallarından düdük yaparken...

Bu eller miydi kesen mavi serçeyi
Birkaç damla kan ki zafer ve kahramanlık.
Yorganın altına saklanarak
Bu eller miydi sevmeyen geceyi.

Ayrılmış sevgili oyuncaklardan
Kırmış küçücük şişelerini.
Ve her şeyden ve her şeyden sonra
Bu eller miydi Allaha açılan !

10/12/2008

Ben mi? Evet.../Ataol Behramoğlu

ben mi? evet...
bir gün çıkıp gideceğim kapıları, evleri, dergileri, hüzünleri bırakarak...
bir çiçek merhaba diyecek...
hoşgeldin diyecek dağ...
orman gülümseyecek...
anımsayışların, bekleyişlerin, ümitlerin ya da ümitsizliklerin
hırsların, yarışların, tasaların kalktığı yerde
tam anlatının, salt anlatının kaldığı yerde başlayacak şiir...
hiç kimseye seslenmeyen, kendi kendine yeten sadece...
kendi mantığı; kendi güzelliği içinde tutarlı...
ama halkın yaşantısı girecektir oraya, çünkü yaşayan büyük
bir şeydir halk...
deniz ve ufuk girecek, karınca yuvaları, gökyüzü, kozalaklar
ve kopuk ve artık hasetsiz bir aşk...
yani sevişmek denizle, koşulsuz, önyargısız, hesapsız...
yani uzanmak ve düşünmek binlerce yıl..
doğan, ölen ve yaşayan şeyleri...
doğumu, ölümü ve yaşamayı
yani dingin ve büyük olan herşeyi anlatmak...
ben mi?evet. çıkıp gideceğim bir gün...
tasasız, gözyaşsız, geride birşey bırakmadan ve birşey beklemeden
ilerde...
sadece yağmur sularından pırıl pırıl bir yürek
artık kendi kendinin anlamı ve nedeni olan bir yürekle...

10/11/2008

onlar


Şimdi ben yalnız akşamların sarhoşu
Hırçın denizlerin acemi tayfasıyım
Şimdi ben sokak kedilerini seviyorum
kara olanlarını
huysuzlaşanları
Sevdirmeyenleri
Sen sus artık
Dansın bitsin,
Islıkların dinsin
Sus sıkılışların,üzülüşlerin sahte
Sus hala sızlıyor o yara..

10/09/2008

biz olduk..

Sevgilim..Ah sevgilim..
sıradan bir sonbahar akşamında,
tam da burada senin yanıbaşında otururken,
seni özlemek..
seni özlemek bazen korkutur beni,
tam da buradayken yanıbaşında otururken..
seni özlemek,iliklerime kadar hissederken
ve biliyorken kalbinin en çıkmaz sokaklarında,bana rastladığını..
çaresizken,gözgöze gelemezken sen ve ben,konuşamazken
aynıyız sevgilim...
aynı yerdeyiz sevgilim,hep aynı olduk sen ve ben
sen beni,ben seni özlerken
belki de bilirken bir gün karşılaşacağımızı..
sadece gün saydık biz..
biz olmak hiç kolay olmadı belki,ama oldu..
ikimiz ördük bu duvarı,ağır ağır,sabırla,sevgiyle
sevgilim..
bu gün burda, serin bir sonbahar akşamında
senin yanında,seni düşünmek,seni özlemek ne güzel..

10/06/2008

?

orada yerinde misin ?
duruyor,duyuyor musun
?

10/02/2008

cevap

eskiden biz yalnız olduğumuzda,iyi şeyler hissetmek istediğimizde şiir okurduk.Şiirin dünyası çok geniştir.Hiç farkında olmadan,bir bakmışsın ki başka diyarlardasın.Bir bakmışsın ki başka,bambaşka duygulardasın.Kalbin yumuşamış,olaylara daha farklı bakıyorsun ve farkındasın yaşamın.Bütün duyguların bu yaşama dair olduğunu daha iyi kavramışsın.Daha fazla farkındasın kendinin...
Eskiden biz,üç kişi, beş kişi olduğumuzda birbirimize şiirler okuduk.Okudukça sevdik,okudukça bağlandık hayata.Dinlemeyi,konuşmayı öğrendik,paylaşmanın ne çok çoğalttığını öğrendik.Bir diğerini affetmeyi öğrendik.
Evet ilk aşık olduğumuzda şiir yazdık.yazdık ama;Daha çok şiir okudukça anladık ki o bizim yazdıklarımız sadece kağıda karalanmış duygularımızdı.
Şiir başka bir şey
Öğrendik ki biz her dörtlük şiir değildir
sessiz sayfa'yı tutmaya başladığımdan bu yana,yapmak istediğim buydu aslında.Güzel bir şiir okuduğumda,heyecanla koşup arkadaşıma okumak gibi bir şey.
biz bilgisayar çocukları değiliz..benim yaşıtlarım üstte anlattıklarımı iyi bilirler.Bir çoğu bunu yaşamışlardır.Soğuk,karanlık bir kış gününde evinde sobanın başında okuduğun şiirlerdir,seni alıp götüren bilinmezi keşfetmeye.
Ve nefes nefese,geç kalmamak için koşturduğumuz şiir dinletileri..İnanın bunlar çok önemli şeylerdi.
Bu gün,bu bilgisayarın başında çağa ayak uydurmaya çalışan orta yaşlı bir insanım.Okumaya çalışıyorum,Öğrenmeye çalışıyorum ve asıl önemlisi paylaşmaya çalışıyorum..
İşte şimdi söylemek istediğim şey;aldığım eleştirilere bir cevaptır.Sessiz sayfa'da ünlü veya ünsüz edebiyatımızda bir yere sahip insanların şiirlerini yazıyorum.yazıyorum derken kopyala yapıştır yapmıyorum arkadaşlar.Şiir okumak istediğim için ve paylaşmak istediğim için yazıyorum.Aynı şiiri belki sekseninci kez okuduğumda bile heyecan duyuyorsam,bu önemli bir şeydir.Sessiz sayfa'yı seven,takip eden insanlar var biliyorum,bu şiirler aynı heyecanı onlara taşıyabilmenin bir yolu benim için.
Peki ben hiç mi kendime ait bir şeyler yapmadım burda,yapmaya çalıştım.Bir iki kelamım var benimde sessiz sayfa'da.Benim derdimi en net anlatanlar benim resimlerimdir.
Bu gün televizyon'da Ahmet Selçuk İlkan ve Salih turan söyleşisi vardı.Benim için çok önemli bir şey söylediler."Bir şiir aslında resimdir,aynı zamanda bir resim de şiir"Başka söze gerek var mı?