8/16/2009

otuzundan sonra yapamadığın tek şey /Alıntı

Dünya Üç Gündür,
Dün, Bugün, Yarın,
Yarın Geleceği Belli Değil,
Öğle İse Bu Gününün Kıymetini Bil.

Dünyaya karşı arkadaşımın koruyucu meleği olmayı özlüyorum. Veya öyle olduğumu sanmayı...Çocuğum olsaydı tek bir arkadaşında bile kusur bulmayacaktım. Öyle söz vermiştim kendime. Bırakacaktım arkadaşlık uykusunda mışıl mışıl uyusunlar. Bırakacaktım eve istedikleri gibi girip çıksınlar. Bırakacaktım istedikleri gibi buzdolabını talan etsinler. Bırakacaktım istedikleri gibi sevsinler birbirlerini. Tek bir laf etmeyecektim. Kimseyi evine yollamayacaktı m. Kızımın arkadaşı kızım, oğlumun arkadaşı oğlum olacaktı.30'undan sonra arkadaş yapılamıyor. Kötülükten değil. Başka bir şey. Ama neden çözemiyorum .
Mutlu TÖMBEKİCİ / VATAN 

OTUZUNDAN SONRA YAPAMADIĞIN TEK ŞEY…
 İnsan 30 yaşından sonra arkadaş yapamıyor kendine. Koca yapıyor, karı yapıyor, çocuk yapıyor, arkadaş yapamıyor. Yapsa da eskiler gibi olmuyor. Halbuki uykuya dalar gibi arkadaş olurduk okuldayken. Arkadaş olmak için yaratılmış gibiydik. Bir hafta içinde böbrek verecek hale gelirdik.Neden olmuyor bu işler 30'undan sonra? Neden olamıyor?Oysa o ne güzel bir iştah, o ne güzel bir açlıktı.. Herkes herkese açtı. Seçer, bulur buluştururduk "ruh ikizlerimizi. " Ne de çok ruh taşımız vardı. Hiç açıkta kaldığımı hatırlamıyorum. Ruhumun güzel bir ikizi mutlaka olurdu yanı başımda. Ölümüne sevdiğim, uğrunda her şeyi göze alabileceğim, her şeyiyle güzel, her şeyiyle doğru, her şeyiyle kabul ettiğim... Basbayağı bir aşkla bağlı olduğum...
    ............ ......... ......
Şimdi ne zor. Herkes kapalı kutu. Herkes kapanmış, kaplumbağa olmuş. Bir kahve içimi zorlu randevulara bakıyor. Yatıya kalmak bir tabu. Evler de gönüller de sımsıkı kapalı.Gençliğin en çok bu yanını özlüyorum. Ne güzelliğini, ne diriliğini, ne başıboşluğunu.Aynı yazarı, aynı şairi seviyoruz diye kuruluveren dostlukları özlüyorum.  Birbirimize yazdığımız o uzun, o sapıklık derecesindeki ayrıntılı mektupları özlüyorum. Birbirimizi eleştirmeyişimizi özlüyorum. Birbirimizin dedikodusunu yapmayışımızı özlüyorum. Sevgili olarak kimseleri yakıştırmayışımızı özlüyorum.Arkadaşımı koruyacağım diye annemle yaptığım şiddetli kavgaları özlüyorum.Kavgayı değilse de kavganın altındaki ruhu özlüyorum.

3 yorum:

Nur dedi ki...

Bu durum bende 27 yaşında durdu ve evet bende özledim bende bende bende..

koncaku dedi ki...

Anladığımı ve aynı düşüncelerde olduğumu kabulenmek ne kadar zor.Özlem içerisinde olmak üşütüyor insanı.Sanıyorum insanlar arkadaş ararken yada seçerken türdeş insanlar tercih ediyor.Statü,roller en belirleyici kriterler herhalde.En azından bunlar denk olmalı ki alanı(ma)mıza gereğinden fazla girilmesin diye düşünülüyor, yani korunmak istenen bir alan varki; aslında bireyleri yalnızlaştıran lüks bir hapisane.

Anemon dedi ki...

Evet okula giderken 30-60 kişilik sınıflarda illa bir arkadaş bulurduk kendimize. En iyi arkadaşımızdı bizim onlar. Çok fazla kafa dengi olması da beklenmezdi o zamanlar. Ama şimdi öyle değil. Daha özel şeyler bekliyoruz arkadaşlarımızdan. Yetişkin olmanın ve taşların artık yerlerine oturmasından kaynaklanan bazı tercihler.