Ayağı kırık bir atı sever gibi sevdin sen beni.Benzersiz ve ölüme çok yakın bir atı sever gibi....
Çevremdekiler de benim gibiydi.Ama onları daha çok sevdin,daha çok.Bir ayağı kırık atlar gibiydik, benzersiz ve ölüme çok yakındık..Belki de ancak böyle yaşıyorduk...
Bir işe yaramak için susuyor ve sessizce gökyüzünü seyrediyorduk.Susmak biz yoksullar için geri çekilmek ve kanayan çığlığımızın yaralarını sarmaktı.
Sen beni ayağı kırık bir atı sever gibi sevdin...Benzersiz ve ölüme çok yakın. Sonra ne oldu bilmiyorum.Geceleri bizim ne olacağımızı düşünmeye başladın.Böyle gitmezdi.Zaman aleyhimize işliyordu.Yaşımız geçiyordu.Herkes bir şeyler yapıyor, bir yerlere geliyordu.Susmak çığlıklarımızın yarasını sarmak, ayağı kırık bir atın saçını okşamak,ona yalanda olsa “SENİ SEVİYORUM AŞKIM” demek, daha ne kadar sürecekti...
Hatırlıyorum, neden diyordun,neden,neden beni hep hasta insanlar çeker, sende ne buldum,neden seninleyim?Neden seni bırakamıyorum...?Ne var sende ,bak hep batıyoruz...
Oysa biz batmıyorduk.Ben batmıyordum.Çığlığımın yaralarını sarıyordum bazen.Geri çekiliyordum ama gözüm dünyadaydı,o bir ayağı kırık attaydı.O atın sana olan samimiyetinde ve sevgisindeydi...
Batan sendin oysa.Evet batıyordun...Çünkü yaşım geçiyor diyordun,bir şeyler yapmalıyım diyordun...
Evet batıyordun,çünkü verdiğinden daha çoğunu alan bu hayata evet,demiştin. Karşına çıkan herkese evet demiştin.Bir tarafta o evet dediğin insanlar diğer tarafta ayağı kırık bir at vardı.Korkmuştun belki...
Evet korkmuştun ve gözlerini ayağı kırık bir attan kaçırmıştın bir kere..
Ölmemi beklemeden terkettin sonra beni...Doğru insanı bulmak için,senin için bu dünya olan beni terk ettin.
Doğru insanların yanına gittin sonra..Yada sen öyle sandın.Kendini onlara vermek ve onlardan üstün hissetmek için,onları yeterince tanımak istemedin.Yırtıcı yanlarını görmezden geldin.İyi niyetli,kibar,uzlaşmacı,yenilikçi,birazda uçuk kaçık insanlardı sana göre...Hayatın son derece iyi ve mutlu bir şekilde devam etmekteydi.en azından sen böyle düşünüyordun...
Ben mi,ben artık yoktum..Yine o bekar odamda seninle yaşadığım o güzel anları,seninle sigara içmelerimizi,konuşmalarımızı,tartışmalarımızı,beni kıskanmanı,cep telefonunun tel.rehberini karıştırmanı her şeyi ama her şeyi gözümün önüne getirdim.Ama nedense en çok beraber yıkadığımız bulaşıklar geldi aklıma...Giderken yıkadığın çay bardaklarını öpüyorum şimdi...
Sen yokken seni çok düşledim...
Kafandaki o yırtıcı şey!
Yaşadığın bu düş kırıklığı yeter sana, o an gördüm seni.Bunu sana hiç sormayacağım,ama yeter ki gel...
Çal artık kapımızı..yanlış insan diye terk ettiğin arkadaşın seni çooook özledi.
Çal artık...Yanlış sevgilin seni çoook özledi..
Yanlış sevgilin burjuvalarının tiksindiği kokunu çok özledi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder