sessiz sayfa

7/12/2008

isimsiz

Gönderen glgn zaman: 16:38
Etiketler: resim, sanat, sessiz sayfa, yağlıboya resim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa
Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom)
Fotoğrafım
glgn
(Gelsem gelsem bir solgunluktan gelirim Kızgın bir sardunyanın üstelik üvey çocuğu Pembe pembe azarlanırım O ölür ben azarlanırım Kocaman bir konakta uzarım kısalırım Ellerim tırnaklarım Yeni kırpılmış bir koyun derisi gibi pespembe Ve sıcak Gözlerim, gözlerim benim Denizi ilk defa gören bir çocuğun Birdenbire yaşlanması neyse.)
Profilimin tamamını görüntüle
Muse Seramik&Resim Atölyesi

Sayfanızı Da Tanıtın

geçmiş..

  • ►  2011 (2)
    • ►  Ekim (1)
    • ►  Eylül (1)
  • ►  2010 (7)
    • ►  Aralık (1)
    • ►  Kasım (1)
    • ►  Ekim (1)
    • ►  Eylül (3)
    • ►  Nisan (1)
  • ►  2009 (48)
    • ►  Kasım (2)
    • ►  Ekim (1)
    • ►  Ağustos (1)
    • ►  Temmuz (5)
    • ►  Haziran (6)
    • ►  Mayıs (7)
    • ►  Nisan (4)
    • ►  Mart (7)
    • ►  Şubat (7)
    • ►  Ocak (8)
  • ▼  2008 (205)
    • ►  Aralık (6)
    • ►  Kasım (7)
    • ►  Ekim (12)
    • ►  Eylül (6)
    • ►  Ağustos (13)
    • ▼  Temmuz (161)
      • ...
      • ...
      • çocuktum..
      • ...
      • ...
      • isimsiz
      • Ankara/Yılmaz Erdoğan
      • Umut Deplasmanına Otobüs:Beleş/Ömür Hıncal
      • Yerçekimli Karanfil/Edip Cansever
      • Ağlamak için gözden yaş mı akmalı/Victor Hugo
      • ayağı kırık bir atı sever gibi sevdin sen beni/Cez...
      • Vurgun
      • iki karanlık orman birbirii sevse ne olur/sevmese/...
      • Sene 695/Sheakspear
      • Çakıl Taşları/İlhan Tülman
      • Sali/1993 edirne tem yolu
      • Ayrılık Ne Biliyormusun/Şükrü Erbaş
      • Başkaldırının sınırlandırıldığı bir dünyada(n)/Lev
      • değil mi?/Lev
      • Tanık
      • Sonra istersen bırak beni/Tuğrul Keskin
      • Bilmez miyim hiç/Edip Cansever
      • kapkara/artrage
      • Sevmek/Sali
      • Bu Yangın Yerinde/Ataol Behramoğlu
      • 21 Mayıs 1996/Ben Sali/Salih Turan
      • Yeşil şiir/Can Yücel
      • ...
      • Duvar/Attila İlhan
      • İlhan Tülman
      • Düş Dönümü/Lev
      • düş
      • Kim Özlerdi Avuç içlerinin Kokusunu/Can Yücel
      • Alexis Zorba'dan
      • Ay Karanlık/Ahmet Arif
      • Aşk Bitti/Ahmet Telli
      • Dayanılır Izdırap/Lev
      • Bilirim/Lev
      • Farkımız Ne/Lev
      • Karşı/Theo'ya Mektuplar/Van Gogh
      • Yalnızız Yine de../Lev
      • Sarman
      • Düş/Lev
      • Ömrüm Diyorum/Ahmet Telli
      • Oruç Aruoba
      • Martılar ki/Can Yücel
      • Kaktüs/Edip Cansever
      • Su Çürüdü/Ahmet Telli
      • Son Söz/Oktay Rıfat
      • Mum Aleviyle Oynayan Kedinin Öyküsü/Özdemir Asaf
      • Hürriyete Doğru/Orhan Veli Kanık
      • Ağustos Çıkmazı/Attila İlhan
      • Hepsi
      • Belki Yine Gelirim/Ahmet Telli
      • Karda İzler/Ahmet Telli
      • Eğer/Jorge Luis Borges
      • Sokakta /Oruç Aruoba
      • Aşkla Sana/Arkadaş Zekai Özger
      • Kalbim Katlanma Bu Dünyaya/Ahmet Telli
      • Sus
      • Doğa Çeşnicisi/Edip Cansever
      • Yaprak Dökümü/Can Yücel
      • Sabutay
      • Eğer Mevsim Baharsa/Ege Ernat
      • Anlatıp Durdum/Ahmet Telli
      • Badem Ağacım Benim
      • son aşk çağı/Lev
      • ...
      • ....
      • Ben Gidersem/Fikret Kızılok
      • Hepsi
      • Nerdesin?
      • ...
      • ...
      • ...
      • ...
      • ...
      • ...
      • En İyisi Yağmur/Lev'den Notlar
      • ...
      • Çiko
      • Bilmediğim/Lev'den Notlar
      • Aynı Nedenle/Lev'den Notlar
      • ...
      • Uyuyanlar
      • isimsiz
      • Mask
      • İki
      • Yalnızın
      • doğum
      • Kedidesen
      • Bay Pipo
      • Kaktüs/Edip Cansever
      • Pul Pul/Can Yücel
      • Voli/Can Yücel
      • itiraf/Rüştü Onur
      • Git
      • isimsiz
      • isimsiz
      • Ben Ruhi Bey nasılım/Edip Cansever
onlar
resim günlüğü

onlar

onlar
Sadece köpeğim miydin sen? Öyle mi sandın kendini Sen gecenin karanlığında sıcaklıktın avucumda Herkes giderken yanımda kalandın. Neslihan Işım

Resim günlüğü

Resim günlüğü
"Bir bosluk birakip gidenler vardir.Tek bir tugla eksilmemistir icinde, tek bir tugla yerini bile degistirmemistir ama bir bosluk, durup durduk yerde, apansiz, öncesi olmayan bir bosluk belirir.Ne diyecegini bilemezsin, duyduklarin anlamsiz söz yiginlari gibi, dizi dizi bos süt siseleri gibi..."

insan sevgilim

Sevgilim
İnsan sevgilim
İnsanı parçalıyorlar,lime lime ediyorlar
İnsanı insan yapan ne varsa bilinir kılmaya,
onu kullanamaya,ondan para kazanmaya çalışıyorlar
Bu belki de seninle yaşadığımız son aşk çağı
İnsan parçalanmadan
İnsan tümüyle bilinir kılınmadan
Son yudumu özgürlüğün
Son nefesi
Sevgilim,ah sevgilim
Gözlerime, parmaklarıma bakacaklar
sana aşık olduğumu bilimsel yöntemlerle kanıtlayacaklar
sonra gelsin mahkemeler,yargılar,belki de “yargısız infaz”lar
insanda “suç”u arıyorlar,
hangi insan ,nasıl durursa suç işler
hangi gözler ”düzen” yanlısıdır
bilimsel bilgilere dökecekler bunları
parmak izinden daha kesin,daha kolay bulgulara…
sevgilim
insan sevgilim
ah sevgilim
insanı parça parça ele geçiriyorlar
insanı parça parça yok ediyorlar
insanı salt para
insanı salt makine
insanı bir takım yüzdelikli sayıların toplamı yapacaklar
yüzde bilmem kaç sevgi
yüzde bilmem kaç nefret
yüzde bilmem kaç itaat
kimliklerimize yazacaklar ” yüzde bilmem kaç artı- eksi
şu kadar falanca suçları işlemeye yatkın “
bilgisayar onaylı
“iş bu kimlik sahibine,şu işleri,şöyle şöyle konuşarak yaptırabilirsiniz”
önemli not:baharlarda hormonal dengesine dikkat
işte sevgilim bunlara benzer milyonlarca,milyarlarca bilgiyi
avuç içi kadar,bize basit bir mika gibi görünen kimliklerimize
yalnız “onlarca” okunabilecek yazılarla yazacaklar
Tanrı yazgısından daha korkunç
İnsan adaletsizliğinde yazgılar çizecekler bize
Sevgilim
İnsan sevgilim
Ah sevgilim
Kıyacaklar bize
Belki de bu yaşadığımız son aşk çağı,son bahar,son dengesizliklerimiz,
Son aykırılığımız….
Tüm yüzlerden,bilgisayar belleklerinden uzak gerçeklediğimiz son
Sevgilim…
İşte çözümlenemez çelişki dedikleri bu olsa gerek.insanın önlenemez yok oluşu.insana benzer yaratıkların,,bilgisayar belleklerinin önlenemez hakimiyeti.acı bu işte…yaşadığımız çağda,henüz teslim olmamış insanın yola çıktığı başlangıç noktası:Acı…
27 nisan 93 Salı

eğer

Eğer yeniden başlayabilseydim yaşamaya, ikincisinde daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum ilkinde olmadığım kadar. Çok az şeyi ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla. Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla; Daha çok güneş doğuşu izler, daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim birçok yere giderdim. Dondurma yerdim ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım.
Yeniden başlayabilseydim eğer yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem; Yaşam budur zaten;Anlar, sadece anlar.
Sizde sadece anı yaşayın.
Hiçbir yere yanında su, şemsiye ve paraşüt almadan gitmeyen insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbirşey taşımazdım.
Eğer yeniden başlayabilseydim, İlkbahar'da pabuçlarımı fırlatır atardım ve Sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır, çocuklarla oynardım.
Bir şansım olsaydı eğer...
Ama işte, seksen beşindeyim ve biliyorum.
Ölüyorum...



Seferihisar sı�acık..organik pazar.. on Twitpic

İzleyiciler

izlediklerim...

  • ZEUGMA
    Muzlu, Fıstık Ezmeli Dondurma Tarifi... - Hava sıcaklıkları hızla artış göstermeye başladı. Bir daha da düşeceğini sanmam. Geceler biraz serin sayılsa bile kapalı ortamlarda gündüzler şayet serinle...
  • laf-ı güzâf
    Yitik Bahar - Hayat, kar altında kalan bahar Çiçekleri üzerinde ölüyor en bereketli ağaçlar Üretkenlik dört duvar arasında Kar yağıyor bahar dallarına Üç bin yıllık hayat...
  • Begonvilli Ev
    Anemonlar - Muhteşem anemonlarımız açtılar..
  • Sadece Ben ve Müziklerim
    Rüyanın yansımaları. - Bir hayalin sizden uzaklaştırılmasina şahit olduğunuzda Ruh, düşüncelerinizi eski ve yeni zaman kavramından çıkartıp geleceği ve umudu da götürdüğüne şahit...
  • SUFİ SAJA
    RAYLAR BOYUNCA MENDİLİMDE KAN SESLERİ - Ve zaman dediğimiz nedir ki Ahmet Abi Biz eskiden seninle Istasyonlari dolasirdik bir bir O zamanlar Malatya kokardi istasyonlar Nazilli kokardi Ve yağmurda...
  • LiberterKedi'nin Güncesi
    Bir Ahir Zaman Peygamberi, Sınıflandırılamaz Düşünür / Albert Caraco - yaklaşık iki senedir arayıpta, bulamadıktan sonra elektronik kitabını defalarca insan zihnine taşıyan bu insanüstü yazar; okurken insan benliğindeki yıkıc...
  • Paylaşmak için sadece..
    geriye kalp sızısı kaldı - Bugün buzdolabının yanındaki mama ve su kablarını kaldırdım.Anladım ki sızın hala ilk gün gibi taze. gözyaşlarım akarken göz pınarlarımdan radyoda ünzile ...
  • ♥GÖNÜL ÇELEN♥
    MİNYATÜR AMİGURUMİ BAYKUŞ ! - Boy-1cm En-1.1 cm Facebook umu ziyaret ediniz. Miyatür kaplumbağa burada Sevgiler
  • n e s l i a l i t u n a v e . . .
    - Deme sen bi şey, Öylece dur pencerenin önünde. Islat çiçeklerimi kirpiklerinle Kuruyorlar acıdan. Dönme hem bana. Sırtın da açıkta kalsın. Kapanıyor gözle...
  • BarbarFly
    Çirkin Kadın Vardır! - Her yaşın bir güzelliği hatta özelliği falan yoktur. gününüzü yaşayabildiğiniz kadar güzel yaşayın. Her kadın güzel değildir. gerçekçi olun. Her kitap bi...
  • Saklı Defter
    Düş.... - Düş tüm.....senin için..... düştüm senin için................. dizim değil izim kanadı............
  • HALKIN TAKIMI DERGİ
    7.Sayı Kapak -
  • aforizmalar
    Halkın Takımı Dergi 6. Sayı çıktı - BİZDEN Merhaba dostlar… Elinizde tuttuğunuz bu sayımızla birlikte birinci yılımızı sağ salim doldurmuş bulunmaktayız. Başlarken hayal ettiklerimizin ne ...
  • Yazana Dair
    masallar - Sonsuz tane masal anlatılır. İnsan anlatmak ister. Anlatırken hatırlamak ister. Hatırlarken öğrendiğini sanmak ister. Oysaki öğrenmez, sadece anlatır. İns...
  • birikenler
    -
  • Damdakiadam
    -
  • **LEYL**
    -
  • Kasımpatı
    -
  • Köşedeki Kedi
    -

nerdesin?

Sol kaşının burnuyla birleştiği yerden,

alnına doğru kavis yaparak giden üç tane beni vardı..

Kendimi bilmeye başladığım ilk günlerde, sordum ona bunlar ne diye: -Samanyolu dedi

inanmıştım onun başka dünyalara ait olduğuna.

Üç tane yıldız arka arkaya sıralanmışlardı.O samanyolu’ nun içinde kaybolduğumu hatırlıyorum. Ne zaman onunla konuşsam olduğum yerde kalakalırdım.Gelecek günlerimizin hayalini kurardım.Öyle kaptırırdım ki kendimi hayallere gerçekliğe dönmekte zorlanırdım.Hayallerim hep ona dairdi.

Hiç büyümezdik biz orda;kah ucu bucağı görünmeyen bozkırlar da koştururduk,kah denizlerde ki kocaman dalgaların arasından geçerdik...

Onun o mahzun duruşundan olmalı;hep gülerdi benim hayallerim.Küçücük dünyamda onu mutlu etme düşleri kurardım..başaramazdım tabii ki. Bataklığa düşmüş gibi debelendikçe daha aşağılara batardım..sanki anlamış gibi bakardı kurduğum düşleri. Daha da mutsuz görünürdü gözüme..

Mutsuzdu,mutsuzduk...

Bunu hiç konuşmadık,ikimizde mutsuzluğumuzu bildiğimizi bildik.Bir şey vardı adını koymadığımız, koymak için hiç uğraşmadığımız...inkar etmediğimiz,kabullenemediğimiz de

Bizi rahatsız eden...

Kendimi bildim bileli biz,hep biz olduk.

her birimizin bir davranışında öteki hep destekleyen,güç veren olduk..

Benim hissedebileceğim bütün yüce değerlerin birleştiği noktaydı. Her şeyi benden yedi yıl önce yasamaya başlamıştı.annemi, babamı, evimizi, bahçemizi benden önce keşfetmişti.Üstelik benimle ilgili her şeyin şahidiydi.

Bana benimle ilgili şeyler anlatırdı.Beni benden daha iyi bilen birisi....

En çok da benimle alay ettiğinde güldüğünü görürdüm ..Sanki bir anda dünya geceden gündüze dönüverirdi..ben de gülerdim..bazen benimle alay etmesi için dua ederken bulurdum kendimi...hiç kimseye söylemezdim.söyleyemezdim.bu oyun bitmesin isterdim.birine bahsedecek olsam her şey sanki biranda bitiverecekmiş gibi gelirdi.

Susardım...

Derin düşüncelere dalmışken yakalardım onu, hiç ses etmeden izlerdim alnında ki samanyolunu

Ona baktığımı fark edip; niye öyle bakıyorsun bana derdi cevap veremezdim...

Benden kaçmaya başladığını farkettiğim de, yatağımda sabaha kadar ağladım.Onun ergenlik bunalımlarını anlayamayacak kadar küçüktüm..Beni yaramaz, kötü ve çirkin bir çocuk olduğum için sevmediğini düşünürdüm. Öylemiydim?...

Bilmiyorum...

..........

Çoğunlukla dağınık bir insanim.O dağınıklığın içinde ki düzenden bahseder dururum...Hep çok bilmekten oluyor bunlar......!!Çok uzun zamandan beri dokunmadığım yığınla dergilerim var.Onların arasında buldum bu sayfayı.Özensiz, çabucak, çok kısıtlı bir zamanda yazılmış notlar gibiydi.Bu bizim için yazılmış bir öyküydü.Kocaman buğday tarlasında ki iki ayrık otundan bahsediyor.O iki ayrık otunun buğday başakları arasında ki yaşamından...

Biz hiç buğday başakları olmadık...

Geceleyin samanyolu’ nu görmek için, başımı gökyüzüne kaldırıyorum. Nerdesin...?
Blog Widget by LinkWithin
Web Stats
Basit teması. Blogger tarafından desteklenmektedir.