7/17/2008

Su Çürüdü/Ahmet Telli

1
Y
etmis iki gündür bir dolapta kilitliyim.Yalnizca anahtar deliginden hava giriyor ve ölü bir isik siziyor iceri.Yalnizlik hic de tanrisal degil, görkemli degil. O yalnizca gecmisle gelecek, ölümle yasam arasinda kocaman bir karanlik nokta.Gecmisi ve gelecegi olmayan, ölümle yasam arasinda irinli bir leke yalnizlik denilen.Simdi ne varsa, anahtar deliginden sizan havayla isikta...(farkina varsalar, kapatirlar miydi onu da?)Bütün bellegimdekileri yokettim.Elektrikli bir aygitla yaktim,jiletle kazidimCigliklarin araligindan ucurdum hepsini, kül edip savurdum.
Adimdan gayrisini bilmiyorum.

2
Z
amani yiyip bitirdi karanlik.Gece yoktu.günes coktan kömürlesmis ve yeryüzü yapiskan bir karanlikla örtülmüstü. Yabanil sesler geliyordu derinlerden ve karanligi ince bir bicak gibi yirtiyordu.Saklayan bir kirbac gibi...Aci duvarini asan bu sesler, madeni bir gürültüye dönüyor ve yerkabugunu zorluyordu artik.Sesim yoktu.Karanligin karninda yitirdim sesimi. Kör bir kuyuda unutulan Yusuf'tum belki.Ama durmadan soruyorlardi.Tanrilar bilmiyordu sorduklari seyleri, peygamberler büsbütün hain cikmisti.Ama yine de soruyorlar, soruyorlar, soruyorlar...
Adimdan gayrisini bilmiyorum.

3
İ
ki seyi bilmek istiyorum. (belki ayni seyi iki kere bilmek istiyordum.) Duvarlarin rengi neydi?Derimin rengi neydi?Dokunuyorum duvarlara;parmak uclarimla,avuclarimla, dilimle dokunuyorum.Duvarlarin bir rengi olmali.Ama hicbir duvarcinin, hicbir ressamin bu rengi bildigini sanmam.Adi yoltu bu rengin, kimyasi yoktu.Belki renksizligin rengiydi bu. Cürüyen bir bedenin kokusuydu duvarlarin rengi...
Adimdan gayrisini bilmiyorum.

4
B
ir böcek gibi antenlerimi gezdiriyorum bedenimde. Anahtar deliginden sizan ölü isikta ellerime bakiyorum. Ellerim...sanki bir kadinin memelerini hic oksamamis, sicakligini duymamis. Ellerim..her dizesi ciglik olan siirleri yaratmamis sanki. Ne beyaz tenliyim artik, ne esmer, ne de kara...Cüzzamlinin, vebalinin bir rengi vardir.İrinin bir rengi..Ölünün bile bir rengi vardir ama derimin rengi yoktu. Belki cürüyen bir kentin rengiydi bu.Cürüyen bir dünyanin...
Adimdan gayrisini bilmiyorum.

5
K
illi, ayaklari üzerinde duramayan bir yaratiktim artik. Soyumun neye benzedigini unttum."insana benziyorlardi" diye duymustum bir vakitler.Demek ki simdi maymun halkasinda insanlik...
Adimdan gayrisini bilmiyorum.

6
A
gzimi anahtar deligine dayayip havayi emiyorum.Böcek sokmasi gibi bir yanma duyuyorum bogazimda.Oysa kuru bir yapragi bile dalindan düsürecek gibi degil bu kör esinti.Belki cöle dönmüs topraga tek yagmur damlasinin düsüsü yalnizca.Camur gibi bir yagmur damlasi...Ama toprak, bu damlayla catlatacak bagrindaki tohumu. Cöl, bütün vahalarini bu damlayla yesertecek...Genzim yaniyor.İnce bir kan seridi siziyor dudaklarimdan.Kirli, sicak ve simsiyah...
Adimdan gayrisini bilmiyorum.

7
S
uyum, bir litrelik karton süt kutusu icinde. Yetmis iki gündür sakindigim ve her gün ancak bir kere dudaklarimi degdirdigim...Dilimi bir köpek gibi degdirdigim.(dilin suya dokunusu..bir süngerin denizi yutusu yani. Bir cölün seraba kesilmesi bir an icin.)Her gün ancak bir kere degdiriyorum dudaklarimi suya.Dilimi kaciriyorum artik.Sünger, bütün vantuzlarini birden uzatmasin diye ...Batakliktaki suyun da bir su yani vardir. Cürüyen bir bedenin bile dayanilabilir kokusuna. Kutuda kalan son bir yudum su, bu bile degildi artik.Küstü, öldürdü kendini su...
Su cürüdü...

Adimdan gayrisini bilmiyorum.

Hiç yorum yok: