7/04/2008

soluk soluğa/Ahmet Telli(su çürüdü)

1
Hep yanildi ve yenilgilere ugradi
ama atildi yine de yeni serüvenlere
Vakti olmadi acilarin hesabini tutmaya
durup beklemeye,geri dönmelere vakti olmadi
Yanginlarla gecti ömrü ve hep yalnizdi
- ki onlar daima birer yalnizdirlar
Nerde dogmustu ve ne zaman kopup
gitmisti o kentten animsamiyor artik
Hangi sokaktaydi ilk sevgili ve ala
sürüp gider mi ilk öpüsmenin esrikligi
Gizlice bulusmaya gelen ve ölürcesine
korkular geciren o kiz nerdedir simdi
Sensiz olursam yasayamam diyen
o liseli kiz hangi kentte kaldi
ve o sarisin
o afeti devran bekler mi hala
atlas yataklara sererek yasamanin anlamini
Üsüten bir aciydi belki her ayrilik
her yoculuk yanginlarin basladigi yereydi
ama vakit olmadi hesabini tutmaya
asklarin,ayriliklarin ve anilarin
istese de kalamazdi vakti gelince
geyik sesleri yankilaninca yamaclarda
yürek burkulmasi ve hüzün ve keder
araliksiz doldururdu günlerin bohcasini
Dudaklarinda öpüslerin gül esmerligi
icinde kipirdanip durur ufuk cizgisi
Ay bile soguktur o zaman
bir buz parcasidir
Caresiz cikilacaktir o yolculuklara
ki bir ömrün karsiligidir serüvenler
Biraz da serüvendi yasamak
belki yatkindi büyük yolculuklara
ki serüvenler daima büyük asklar
ve büyük yolculuklarla baslar
Anilari,asklari ve bir kenti
birakip gidebilirdi apansiz
apansiz baslardi yolculuklar
hangi saatinde olursa olsun günün
ve hep kar yagardi nedense
durmadan kar yagardi yol boyunca
ve nasilsa yok olup giderdi hüzün
kent görünmez olunca arkada
Ne bir veda sözcügü dökülürdü dudaklarindan
ne de dönüp bakardi geriye bir kez olsun
Ne zaman yollara düsse biterdi acilar
gül yüzlü sular fiskirirdi topragin karnindan
kavaklarsa oynak bir cingene kizi
her kipirdanisinda aciliverir uzun ince bacaklari
Mekan tutmak ve her aksam ayni ufukta
günesin batisini görmek ölümdür biraz
ölümdür biraz hep ayni yatakta
ayni kadinla seviserek sabaha varmak
Kitaplari hep ayni raflara siralamak
ayni esyayi kullanmak eskimektir biraz
soluk soluga yasamali insan
her sabah yeni bir seyler görebilmeli
ve cehenneme dönse de bütün bir ömür
mutlaka bir seyler degismeli her/gün
Ey o büyük yolculuklarin ürperten heyecani
okyanus dalgalarinin sesleriyle dolu bu ömre
ölüme ve aska durmadan kement atan
serüvenlerle gecsin yasamak
Buz tutmus bir dünya ortasinda
yollara düserdi o hep ayni islikla
önünde daglar,ucurumlar
ve günlerce süren okyanis firtinalari
sarsilan gök,yarilan toprak
celik ugultularla burgaclanirken
yasamak iste öylesine kucaklardi onu
ve her nasilsa keklik sekişli
bir askin sevinci dolardi yüregine
cikarip atardi o zaman deli bir irmaga
ne kalmissa bir önceki serüvenden
Soluk soluga yasadi kentleri,asklari
baglanacak kadar kalmadi hicbirinde
pervasiz bir acemi,bir cilgin
soyu tükenen bir bilgeydi belki
O yalniz kaybetmesini ögrendi ömründe
avucundan dökülen kum taneleriydi her sey
ne bir serseriydine de yilgin bir savasci
ama kendi kafasiyla düsünen ve hakkinda
ölüm fermanlari cikarilan biriydi belki
sevince deli gibi severdi
pervasiz severdi sevince
dövüsmek ancak ona yakisirdi
ona yakisirdi asklar ve yolculuklar
yoktu baglandigi herhangi bir sey
bulutlar gibi cekilip giderdi seslerin arasindan
Ne bilir ömrün degerini bir cilgin
yalnizca kendiniyasamayi nerden bilebilir
Ve basarisiz eylemler caginda o
kacabilir mi binlerce kez ölmekten
Yerlesik yargilari olmadi hic
kurmadi güzel gelecek düsleri
nerde bir yangin,nerde tehlike
o mutlaka ordaydi birdenbire
Dinsizdi,özgür sayilirdi belki
ama baglanmadi özgürlüge de
Hic bir yerde yeterinden cok kalmadi
beklemedi anilar sarnicinin dolmasini
sikayetsiz yasadi yasadigi her günü
yoktu yüreginde pismanliklarin izi
Ayrintilarin izi kalmamis artik
üst üste yasanmakta ayriliklar
Ve bir bulut gibi siyrilip gidilmistir
daglarin,denizlerin üzerinden
Geride kalan ne varsa soluktur simdi
titreyen kandiller gibi sönmek üzeredir
(ve her yil biraz dahaharabeye dönen
o eski konaklar gibidir anilar
gül bahceleri,sessiz koru ve orman
yabanil otlar icinde kaybolur gider)
Belki bir saganak bosanir apansiz
yüzyillik bir yagmur baslar
ve sinsi bir hastaliga dönmeden aliskanliklar
yok olup gider her sey,belki kül olur
Hircin bir okyanustur yürek
dar gelir ufuk ve mutluluklar cevreni
anilarsa birer ciban izidir
yasanmaz onlarin ölgün gölgesinde
Durgun bir su gibi akti mi yasamak
ve zaman uysal bir kisrak gibi dinginlesti mi
anisiz kalinmiyor artik ne yapilsa
kusatiyor yollari,aski ve ömrü
bekleyisleri kemiren cakal sesleri
Oysa bütün köprüler yakilmali ayriliklar vakti
ve herhangi bir seyle esit olmaksizin
yollara düsmeli habersiz ve sessiz
Cürük bir dis gibi kanirtip kentleri
dünyanin agzini kanlar icinde birakmali
Bir ömrün olgunlastiramayacagi
acemilikler toplami ve bir cilgin
boyun egmedi kendine bile
secme zorunda kalmadi yasamayi
Nasil baglanmadiysa yere ve zamana
baglanmadi kendine de ömür boyu
daglara tirmanan atlar gibi
soluk soluga yasamak istedi dünyayi
bir sahan gibi bulutlara kurdu
dumanli sevdalarin yörük cadirini
siradan bir gezgin degildi hic
dövüsür gibi yasadi yolculuklari
belki korkusuz sayilmazdi büsbütün
korkardi korkulara düsmekten zaman zaman
Ve bütün gemileri yakip
yollara düserdi o hep ayni islikla
mutlu muydu,hic düsünmedi böyle seyleri
umutlardansa nefret etti daima
Hep yanildi ve yenilgilere ugradi
ama atildi yine de yeni serüvenlere
Pervasiz bir acemi,bir cilgin
soyu tükenen bir bilgeydi belki
Ama bir sey vardi yine de
basarisiz ihtilallerden kendine kalan
.......................................
.......................................

Hiç yorum yok: